| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | live in fear v. | korku içinde yaşamak | ||
|
It is disgraceful that drivers should live in fear of assault and robbery. Sürücülerin saldırı ve soygun korkusu içinde yaşaması utanç vericidir. More Sentences |
||||
| English | Turkish | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | live in fear for one's life v. | öldürülme korkusuyla yaşamak |
| General | live in fear for one's life v. | ölüm korkusuyla yaşamak |
| Idioms | ||
| Idioms | live in fear of v. | çekinmek |
| Idioms | live in fear of v. | sürekli bir şeyden korkmak |
| Idioms | live in fear of v. | sürekli bir şeyin korkusuyla yaşamak |
